- durmak
- Durmaq
Türkcə-Azərbaycanca İzahlı Tibb lüğəti. - Türkcə-Azərbaycanca izahlı tibb lüğəti; - Bakı: Şirvannəşr. A. Məmmədoğlu . 2009.
Türkcə-Azərbaycanca İzahlı Tibb lüğəti. - Türkcə-Azərbaycanca izahlı tibb lüğəti; - Bakı: Şirvannəşr. A. Məmmədoğlu . 2009.
durmak — nsz, ur 1) Hareketsiz durumda olmak Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) İşlemez olmak, çalışmamak Bileğimdeki saat durmuş. A. Gündüz 3) Bir yerde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğru durmak — 1) dik durmak 2) uslu durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
alarga durmak — argo uzak durmak, karışmak istememek, ilgisiz davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
didişip durmak — sürekli olarak birbirini hırpalamak Böylece, Serdar la didişip durmak derdinden de kurtulmuştu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikilip durmak (veya kalmak) — bir yerde kısa bir süre ayak üstünde durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
divan durmak — el pençe divan durmak Araba yürürken karşımda divan durur gibi el pençe duruyor. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürtünüp durmak — çıkarı, kazancı için yaltaklanıp durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tek durmak — uslu durmak, yaramazlık etmemek, sessiz kalmak Keşke tek duraydın da bunlar başına gelmeseydi. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerinde durmak — bir işe önem vermek, bir işle yakından, sürekli ilgilenmek Klasik yazarlarımızın yapıtları üzerinde durmak, hepimiz için bir görev. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
zınk diye durmak — birdenbire durmak Askerî bir cip, Camekân Sokağı nı sarsıla sarsıla geçti, apartmanın kapısı önünde zınk diye durdu. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
susta durmak — 1) köpek arka ayakları üzerinde durmak 2) mec. korktuğu bir kimsenin karşısında saygılı ve çekingen davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük